Savaş, denizden Venedikliler'in, karadan Fransızlar'ın taaruz edeceği şekilde planlandı. Venedik gemileri, rum ateşine karşın hayvan postları ile örtülmüştü, ön kısmına kuşatma kulesi yerleştirilmişti. Venedik gemilerinin sergilediği hüner, takdire şayandı. Fransızlar ise, kalın zırhlarıyla ve şövalyeleriyle surlara saldırıya geçmişti. Şehir bu şekilde, iki taraflı ve aynı andan, saldırılarla feth edilmişti.
Bu saldırıdan sonra Kostantinopolis, 1261'de, VIII. Mihail tarafından feth edilmiş, Bizans İmparatorluğu yeniden kurulmuştur.
Bizans için bu olaylar hiç de olumlu olmamıştı. Ticareti çökmüş, sınıf savaşımları başlamış, halk, imparatora olan inancını kaybetmişti. Türklerin gelişine kadar, böyle sürmüştür. Bizans halkı bölünmüş, Ayrılıkçılar ortaya çıkmıştır. Ayrılıkçılar, Türklerin, Kostantinopolis'i feth etmesine olumlu bakıp, daha fazla imparatorun baskısı altına yaşamayı reddetmiştir. İsyanlar çıkarıyor, halkı galeyana getirmeye çalışıyorlardı. Hatta, bazı kiliseler dua etmeye bile başlamıştı. Bazı tarihçiler, Türkler ile rahiplerin arasında iyi bir ilişki olduğunu bile dile getirir. İmparator, Türklere karşı, halktan askerlik yapmalarını isteyip duruyordu. Fakat halk hiç de öyle demiyordu. Vakitlerinin olmadığını söylüyorlar, tüm günlerini kilisede dua ederek geçiriyorlardı. Fetih sürecü başladığında, Ayrılıkçılar, Türkler'e şehir kapılarını açıp, yardım ediyorlardı. Fatih Mehmed Sultan Han, halkın dinini yaşamalarına izin verip, karışmayacağını söylemişti. Şehir, teknolojisi önde olan Türklerin üstün topları altında can veriyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder