25 Şubat 2017 Cumartesi

Feodalizm Ağacı



    Kral, soyluya hizmeti karşısında toprak verir.
Soylu, şövalyeye hizmeti için toprak verir.
Şövalye, köylüye-emekdara hizmeti için toprak verir.

Özet

*Avrupa erken Ortaçağ'da güçsüzdü ve yabancı işgaline uğruyordu.
*Kral sorumluluklarını azaltmak için topraklarını paylaşmalıydı, Feodal sistem kurulmuştu.
*Toplumun düzeni
>Kral
>Soylu
>Şövalye
>Köylü
*Bu Avrupa'nın güvenliğinin sağlanmasında rol oynadı.

18 Şubat 2017 Cumartesi

Viking Yayılmacılığı

    Vikingler, Avrupa'nın en kuzeyinde yaşayan tüccar-çiftçi ve barbar bir topluluktur. Gemi yapımı konusunda usta olan bu topluluk, savaşlarının büyük bir bölümünü de  denizlerde vermiştir. Çoğumuzun da bildiği gibi, Vikingler, dinleriyle oldukça ünlüdür. Yaşadıkları yer olan İskandinavya, dağlar, ormanlar, nehirler ve en önemlisi denizlerle çevrilidir. Belki de dinlerinin doğayla iç içe olması bu muhteşem coğrafyadan kaynaklıdır. Zamanla dinlerinden vazgeçselerde dinlerine oldukça bağlılardı. Kültürleri ise günümüzde bir hayli rağbet görür. Akınlara geçecek olursak, Viking akınları, Fransa ve İngiltere üzerine yoğunlaşmıştı. İngiltere'de hüküm bile ettikleri zamanlar olmuştur. Kiliseler yağmalanmış, ticaret yolları üzerine saldırmışlardır. Anlaşılacağı üzere, büyük ordulara karşı da savaş verseler de, akınlar için çoğunlukla savunmasız bölgeler seçilmiştir. Ragnar Lodbrok, İngiltere ve Fransa üzerine yapılan akınlarda büyük rol oynamıştır. Oğulları da bu yoldan ilerlemiştir. Büyük oğlu Björn, Endülüs, Cebelitarık, İtalya ve Kuzey Afrika üzerine başarılı akınlar düzenlemiş fakat sonunda geri çekilmek zorunda kalmıştır. Fransa 9. yüzyılda bu akınlardan oldukça etkilenmiştir. Fransa, Viking istilalarını durdurulması amacıyla toprak teklif etmiş ve vergiler ödemiştir. Rusya'ya da gidilmiş, yerleşilmiş ve ticaret yapılmıştır. Bizans ile ilişkilerde bu dönemde gerçekleşmiştir. İzlanda sömürgeleştirilmiş, koloniler kurulmuştur. Faroe Adaları'nın sömürgeleştirilmesi ise 870 yılında başlamıştır. Grönland, Kızıl Erik ile birlikte 25 gemi tarafından yerleşim haline gelir. Hayvancılık, avcılık ve balıkçılık ile geçiniyorlardı. Vinland ise Kızıl Erik'in oğlu Şanslı Leif tarafından keşfedilmiştir. Kuzey Amerika, Vikingler tarafından istilalara uğruyordu. Vikingler, buranını yerlileri ile savaşmış ve Kuzey Amerika yerleşmeye çalışmışlardır. Viking Çağı'nın sonu ise hristiyanlaşma ve merkezileşmiş monarşik iktidarların kurulması ile gerçekleşmiştir. İskandinavlar'ın bir kısmı misyonerler aracılığıyla hristiyan olmuş, bir kısmı da Doğu ticaretleri sırasında hristiyanlıktan etkilenmişlerdir.

17 Şubat 2017 Cuma

Kahraman Bir Berserker

''...Yalnızca isimsiz bir Berserker kırktan fazla düşmana karşı çarpışıyordu...''

''...Vikingler kaybedebilirdi, ama hala bir Berserker hayattaydı. Ve onun sert ve kahramanca savunması için, bahse gireriz ki o Valhalla'da yerini kazandı.''

12 Şubat 2017 Pazar

Karolenj Rönesansı

    Şarlman ile başlayan ve Kel Charles'in 877 yılındaki ölümüne kadar uzanabilmiş ve Avrupa'nın ilk Rönesansı olarak kabul edilmiştir(1). Şarlman, Karolenj İmparatorluğu'nun sınırlarını genişletmiş, ekonomik reformlar yapmış, yönetimde birtakım yenilikler yapmış, parayı değiştirmiş, Roma imparatoru olmuş ve papaya sonuna kadar sadık kalmış bir imparatordur. Hükümdarlığı süresince birçok milletle savaşmış ve birçok toprak feth etmiştir. Öyle ki, neredeyse toprakları iki katına katlamıştır(2). Karolenj Rönesansı da Şarlman'ın başlattığı aydınlanma sürecidir. Şarlman, papa ile görüşmeleri için Roma'ya gittiğinde Roma'nın o muhteşem mimarisi ve entelektüel kesiminden bir hayli etkilenmiştir. Kendi topraklarına döndüğünde ise hemen çalışmalara başlamıştır. Öncelikle din adamlarının, ruhban kesimin kiliselerde ve manastırlarda daha doğru bir şekilde eğitilmesini sağlamıştır. Kültür merkezleri, okullar, kütüphaneler ve daha birçok eğitim kurumları kurulmuştur. Başka ülkelerden entelektüel ilim adamları getirtilmiş, davet edilmişdir. Astornomi ve Mimaride gelişilmiştir. Bu dönemde yaklaşık 50.000 kitap Latince'den çevrilmiştir. Anlaşılacağı üzere, bilim ve sanatta gelişme gösterilmiş, ilim adamları yetiştirilmiş bir aydınlanma devridir. Ancak bu devir uzun sürmemiştir. Şarlman ile şahlanan bu devir, Şarlman'ın oğulları arasındaki kavgalar yüzünden arka plana atılmış ve zamanla bitmiştir(3).

(1) Charles R. Morey, Medieval Art, W. W. Norton & Company, 1970, s.195
(2) Ortaçağ Dünya Savaş Tarihi, s. 80
(3) Birleşik Avrupa'nın mimarı Şarlman ve Karolenj Rönesansı

3 Şubat 2017 Cuma

Haçlı Seferleri'nde Türk Atlı Okçuları

    Haçlıların, Haçlı Seferleri'nde belki de en çok zorlayan birliktir, Türk atlı okçuları. Ağır zırhlara bürünmüş Haçlı piyadelerini en çok zorlayan  Arapların ağır süvarileri veya piyadeleri değildi. Bizzat Türkler idi. Haçlı saflarında seyahat eden bir saz şairi, Ambroise, bunların nasıl bir tehdit oluşturduğunu yalın bir dille anlatır: ''Türkler, bizim canımızı fazlasıyla yakan bir üstünlüğe sahipti. Hristiyanlar, ağır zırhlara bürünmüştür; buna karşın Arapların, yay, cirit, kılıç, hançer veya madeni temrenli mızrakları dışında bir ağırlıkları yoktur.  Bunları takip etmeye niyetlendiğinizde, öyle atları vardır ki, böyle atlar dünyanın başka hiçbir yerinde yoktur, kırlangıç misali uçarak uzaklaşırlar. Türklerin peşine düştüğünüzde ise, bunlara yetişebilme imkanı hiç yoktur. Tam da o vakit, adeta bir sivrisineğe dönüşürler; kovalarsınız, ele avuca gelmezler; hele bir arkanızı dönmeye görün, hemen tekrar burnunuzun dibinde biterler.'' Bu alıntından, Türklerin, haçlılar için ne denli bir tehlike oluşturduğunu anlayabiliriz. Odo De Deuil de bu konuya şöyle değinir: ''Kimi tabiatın hükmü, kimi kaderin oyunuyla piyade olan askerler (birçok asilzade, koşum takımlarını ya kaybetmiş, ya da satmak zorunda kalıp yaya vaziyette ilerleyen kitleye karışmıştı), ellerinde yaylar, Türk oklarıyla başa çıkmaları için ordunun en gerisine yerleştirilmişlerdi.'' bu yazı betimleme için yeterli olmasada, bu konuya değinen sayılı kaynaklardan olduğu için aktaralım dedik. Bildiğiniz üzere, Türkler Orta Asya'dan beri atlı birliklere önem vermişlerdir ve bu nedenle, Selçuklu ve ileride Osmanlı'nın atlı okçu birlikleri, bu alandaki uzmanlıklarıyla ün salmışlardır.

Aşağıdaki tasvir, bir Türkopol süvarisine aittir.

2 Şubat 2017 Perşembe

Karolenj Hanedanının Başa Geçişi

    Merovenj iktidarının son yüzyıllarında tahta çıkan krallar hiçbir türlü varlık gösteremediği gibi askeriyeye ve devlet siyasetine hiçbir katkıda bulunmamıştır. Merovenj iktidarının son dönemlerinde Merovenj krallarının izlediği bu yol yüzünden devlet yönetimi saray bakanlarına kalmıştır. Karolenj soyunun bir bireyi olan Pepin, bakanlığını layığıyla yerine getirmiş, gerekli otoriteyi sağlamıştır. Pepin'den sonra bakanlık görevini devralan, oğlu Charles Martel'dir. Charles Martel de görevini başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Tours savaşı ile Müslümanların Avrupa'da ilerleyişlerini durdurmuş, orduda büyük reformlar gerçekleştirmiştir. Charles Martel'den sonra ise oğlu Kısa Pepin bakanlık görevini devralmıştır. Kısa Pepin, kral soyundan gelen III. Childeric'i kral ilan etmiştir. Böylece Merovenj hanedanı sona gelmiştir. Kısa Pepin, tahammül edememiş ve Papaya mektup göndermiştir. Mektup, III. Childeric'in tahttan inip, yerine kendisinin geçmesi gerektiğini söyleyip, Papaya sormuştur. Papadan gelen olumlu cevapla Kısa Pepin tahtı devralmış, Karolenj Hanedanının ilk kralı ilan edilmiştir